Amerika itiraf ediyor
Amerika’da çıkan ve ardından tüm dünyaya yayılan finansal krizin ardından Amerika, krizin nedenlerini tartışıyor. Krizin nedenleri üzerinde ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Kamu Reformları Komitesi (Committee of Government Oversight and Reform) ise peş peşe krizle ilgili olarak tarafları dinliyor. Komite önce Lehman Brothers yatırım bankasının batışı, daha sonra AIG sigorta şirketinin iflası ve ardından devlet tarafından kurtarılışı ve son olarak da krizde kredi derecelendirme kuruluşlarının etkisi ile ilgili olarak tarafları dinledi. Son olarak da 23 Ekim 2008 tarihinde FED’in eski başkanı Alan Greenspan, Hazine eski bakanı John W. Snow ve Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu (SEC) başkanı Christopher Cox komitenin misafiri oldular.
Özellikle Greenspan’in açıklamaları yerel gazetelerin yanı sıra yurtdışı basında da büyük yankı bulurken Snow ve Cox’un açıklamalarına pek fazla değinen olmadı. Greenspan açıklamalarında çok detaya inmeden yüzeysel açıklamalar yaparken Snow ve Cox’un sözleri aslında krizin nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor. Bu yazıda komitede Greenspan, Snow ve Cox’un açıklamalarının satır aralarına değiniyoruz. Amerika’da yaşanan krizin etkileri bağlamında insanoğlunun nasıl hırslarının ve aç gözlüğünün kurbanı olduğuna bir kez daha şahit oluyoruz. Bunun yanında düzenleyici otoritelerden şirket yöneticilerine nasıl bir “akıl tutulması” yaşandığı ortaya çıkmış oluyor. Bunun neticesinde Amerika kendisiyle birlikte tüm dünyayı uçurumun eşiğine getirmiş bulunuyor. Yapılan bu açıklamalarda dikkat çeken bir diğer husus ise herkesin biz zaten biliyorduk ve uyarmıştık gibi enteresan savunmalarda bulunması.
Şimdi önemli görevlerde bulunmuş ve halen bulunmakta olan bu üç kişinin açıklamalarını (itirafları) sunuyoruz.
Alan Greenspan: Ekonomik sistem nerede yanlış yaptı?
(Fed Eski Başkanı)
Greenspan 2005 yılında, risk algılamalarında zayıflamanın uzun sürdüğünü ve bunun sonuçlarının ağır olacağı yönünde endişelerini dile getirdiğini söylüyor. Hemen akabinde ise kendisinin bile hayal ettiğinden daha geniş çaplı bir ekonomik kriz yaşandığını itiraf ediyor. Bunun yanında bugüne kadar finansal olarak ortaya çıkan hasarın ardından işten çıkarmalar ve işsizlik sorunundan nasıl kaçınılabileceği konusunda görüşünün olmadığını itiraf ediyor.
Greenspan açıklamalarında şu an can alıcı soruyu soruyor: Yaklaşık son kırk yıldır gayet güzel ve etkin çalışan global ekonomik sistem nerede yanlış yaptı?
İlk yanlış, ipotek kredilerinin menkul kıymetleştirilmesinde ortaya çıkıyor. Özellikle menkul kıymetleştirilen sub-prime ipotek kredilerinde yaşanan inanılmaz artışın bugün krizde en önemli etken olduğunu söyleyen Greenspan, bu menkul kıymetlere pozitif ve yüksek not veren kredi derecelendirme kuruluşlarının yaşanan sıkıntının bir diğer nedeni olduğunu söylüyor. Bu ipotek kredilerinin neden olduğu finansal krizin ardından regulasyonların daha da sıkılaşacağını belirten Greenspan daha sağlıklı bir ipotek sistemine ihtiyaç olunacağını ifade ederek sözlerini noktalıyor.
Dikkat çeken bir nokta ise Greenspan’in konuşmalarında gelinen nokta ile ilgili olarak kendi zamanında yürüttüğü para politikalarının bu krizde etkisi olup olmadığı hususuna istinaden hiçbir şey söylememesidir.
John W. Snow: Finansal sistemler şeffaf olmalı.
(ABD Hazine Eski Bakanı)
Hazine Eski Bakanı Snow sözlerine “Amerikan vatandaşlarının kriz nasıl oldu, geleceğimizi nasıl etkileyecek ve ekonomiyi yeniden rayına oturtmak için daha yapılacak ne var” sorularını sorduğunu belirterek başlıyor.
Kriz nasıl oldu (Nerede yanlış yapıldı?): Snow risk anlayışındaki azalmanın ipotek kredileri üzerine (ihraççılar, yatırımcılar ve kredi derecelendirme kuruluşları) kompleks finansal enstrümanların hazırlanmasına ve bütün bunların neticesinde de krizin ortaya çıkmasına neden olduğunu söylüyor. Snow, ikincil piyasalardaki şeffaflığın olmaması nedeniyle piyasa düzenleyicisi kurumların (regülatörlerin) ipotek kredileri ile ilgili sistemik krizin boyutları ve doğası hakkında yeterli bilgiye ulaşamadığını itiraf ediyor.
Snow ipotek kredisi saadet zincirindeki yanlışlıkları göz önüne sererken sistemin sakatlığını şu şekilde özetliyor. Fannie Mae ve Freddie Mac destekli finansal enstrümanlar yükselen ev fiyatları ve zımni devlet garantisi ile düşük riskli olarak pazarlandı. Ancak muhasebe usulsüzlükleri ile artan yoğunlaşma riski gizlendi. Bunun üstüne hedging (korunma amaçlı) ürünlerle bu konsantrasyon riski makyajlandı. Bu firmalarda “zarar devletin (vergi ödeyenlerin) kar ortakların (şirket sahiplerinin)” biçimindeki bir yanlış algılamayla birlikte bu riskler durumu daha da kötü bir duruma soktu. Bu yanlış algılama ile birlikte bu kurumlar devlet destekli hedge fonlar gibi çalıştılar ve düşük borçlanma maliyetleriyle kaldıraç etkisiyle kısa vadeli borçlanıp uzun vadeli kredi vermeye devam ettiler. Ve sonuçta hepsi kamulaştırıldılar. Snow, yatırım bankacılığı topluluğunun da yüksek getiri arayışlarının da yaşanan krizde etkili olduğunu ifade ediyor.
Snow 2003 yılı Şubat ayı ile 2006 Haziran ayı arasında görevde bulunduğunu ve bu süre içinde defalarca Fannie Mae, Freddie Mac ve Federak Home Bank Loans firmalarının içinde bulunduğu devlet destekli ipotek sisteminin açıkları konusunda uyarılarda bulunduğunu ancak bir şey yapılmadığını itiraf ediyor. Bu süre içinde bazı kanun tasarıları konusunda Kongreyi ikna edemedikleri için yasalaştıramadıklarını ifade ederek suçu Amerikan Kongresi’ne yüklüyor.
Snow, konuşmanın sonunda finansal sistemdeki şeffaflığın artmasını, daha koordineli ve parçalara bölünmemiş bir finansal regülasyon tesis edilmesini, hizmet ve mal ticaretini teşvik etmeyi sürdürmeyi önererek konuşmasını noktalıyor.
Christopher Cox: Erken uyarı sistemi kurulmalıdır.
(ABD Sermaye Piyasası Komisyonu (SEC) Başkanı)
En uzun konuşmayı Cox yapıyor. Ve konuşmasında çok enteresan bilgiler veriyor. Cox öncelikle SEC olarak ne yaptıklarını nelerden sorumlu olduklarını anlatıyor.
Krizin çıkış nedenini diğer konuşmacılar gibi ipotek kredilerindeki standartların gevşekleştirilmesine bağlayan Cox, verilen bu kredilerin menkul kıymetleştirilmesi sürecindeki hızlı artışın ise krizin etkilerinin daha geniş bir coğrafyaya yayılmasına neden olduğunu vurguluyor. 2007 yılının Eylül ayına kadar herhangi bir kanun veya kamu otoritesi tarafından denetlenmeyen kredi derecelendirme kuruluşlarının ise bu menkul kıymetlere AAA gibi notlar vermenin yanı sıra bizzat bu tür ürünlerin hazırlanması çalışmalarında da aktif rol aldığını söylüyor. Sonuçta Cox, bugünkü derin finansal krizin ortaya çıktığını ekliyor.
Cox çıkarılacak dersleri ise şöyle özetliyor. Bir erken uyarı sistemi kurulmasının gerektiği, bankaların sermaye ve likidite yeterliliği ile ilgili Basel ya da FED standartlarının yeterli olmadığı ve yeniden düzenlenmesi gerektiği, 2000 yılında kamu denetim ve gözetiminden çıkarılan swap piyasasının yeniden gözetim ve denetim alınmasının gerekliliği. Denetlenmeyen swap piyasası ile ilgili şu rakamlar ise krizin etkisini daha iyi gözler önüne seriyor. 85 milyar dolar verilerek iflas etmekten kurtulan AIG’in sahip olduğu credit default swaps portföyü 400 milyar dolar olup toplam 55 trilyon dolar olan credit default swap piyasasının sadece %0,8’ine karşılık gelmektedir. 55 trilyon dolar olan credit default swap piyasası ise tüm dünyanın bir yıllık toplam GSMH’sının üzerindedir ve bu piyasa denetime tabi değildir.
Cox bunun yanı sıra eyaletlerin çıkardığı menkul kıymetlere yönelik düzenlemelerin de sıkılaştırılması gerektiğini ifade etmekte olup ekonomide yaşanacak bir yavaşlamayla birlikte eyaletlerin ihraç ettiği menkul kıymet piyasasında ciddi sıkıntıların ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
Cox’un verdiği şu örnek aslında yaşanan finansal krizde denetim ve regulasyon eksikliğine nasıl bir göz yumma olduğunu açık biçimde ortaya koyuyor. İflas eden Lehman Brothers şirketi yatırım bankası holding şirketi olup 200’ün üzerinde önemli iştirake sahiptir ve bunlardan 193 tanesi SEC’in denetim ve gözetimi dışındadır.
Kanun koyucular için Cox, üç önemli ders çıkarılacağını ekliyor. Bunlardan ilki özellikle yatırım banka holding şirketleri ile ilgili olarak yaşanan yasal boşluk ve genel olarak regülasyon düzenlemelerinin bir an önce tamamlanması olarak ifade ediliyor. İkinci olarak SEC başta olmak üzere tüm düzenleyici kurumların yetki ve güçlerinin artırılması ve son olarak SEC’in bağımsızlığının korunması gerektiğinin altı çiziliyor. Bu sonuncu maddeye istinaden Cox’un verdiği bir örnek Amerika’da ciğerin kediye nasıl emanet edildiğini gösteriyor. Buna göre New York eyaletinde bankaları denetlemekle görevli New York FED’in dokuz kişilik yönetim kurulunun altı üyesi denetlediği bu bankalar tarafından seçiliyor ve kredi krizi öncesinde JP Morgan’ın ve iflas eden Lehman Brothers’ın CEO’su New York FED yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorlardı.
Cox, bu krizde SEC olarak neler yaptıklarını anlatarak bir anlamda kendini savunan noktalar ile birlikte konuşmasına son veriyor.
Hazırlayan: Mahmut KAYACIK
Kaynak: http://oversight.house.gov/