İstanbul’u Gezdik
Bir dünya devletinin izlerini yeniden keşfettiğimiz, Devlet-i Ali Osmani’nin en parlak dönemine hayal aleminde bir yolculuk yaparak hoşça vakit geçirdiğimiz Fatif gezimizi 20 kişinin katılımıyla 15 Mayıs Pazar günü gerçekleştirdik.
“Zaman bir yay, atılan ok ise yapılan eylemdir. Yayı ne kadar geriye çekerseniz ok o kadar ileri gider” anlayışını ileri görüşlülük olarak kabul etmemizi sağlayan ecdadımızın kurduğu bu büyük medeniyetin başkentini temaşa ettik. Mimar Sinan’ın çıraklık eserim dediği Şehzade Camii avlusunda başladığımız gezimizi rehberimiz Bahadır Sezegen’in verdiği detaylı bilgiler eşliğinde sırası ile Damat İbrahim Paşa Külliyesi, Vefa Lisesi, Vefa Bozacısı, Ebul Vefa Türbesi, Molla Gürani Camii, Atıf Efendi Kütüphanesi, Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan Türbeleri, Ayrancı Sokak, Ağa Kapısı, Mimar Sinan Türbesi, Rüstem Paşa Camii, Yeni Camii ve güneş saatleri, Baba Cafer Türbesi (Zindan Han), Ahi Çelebi Camii ve İstanbul Ticaret Üniversitesini ziyaret ederek noktaladık.
Gezimiz sırasında Vefa Bozacısı’nda boza içmeyi, Sülaymaniye’de tarihi kuru fasulyeci de yemek yemeyi, Süleymaniye Camii’inde öğle namazı kılmayı, Ağa ;Kapısı Kafede ab-ı hayat şerbeti içerek ve Haliç ve boğaz eşsiz manzarasını temaşa etmeyi, Rüstem Paşa Camii’inin çinilerindeki 41 çeşit lale motifini keşfetmeyi ve Ahi Çelebi Camii’nde Evliya Çelebi’nin nasıl bir rüya görerek seyahat etmeye başladığının hikayesini dinlemeyi de ihmal etmedik.
Süleymaniye’de bir bayram sabahında yeniden görüşmek üzere.