Kutb-ı Nâyî Osman Efendi’nin Miraciyyesi: Bir Mirâç Geleneği
Kandil geceleri, Müslümanlar için manevi bir derinliğe sahip önemli zaman dilimleridir. Bu geceler, tövbe ve istiğfar için birer fırsat olarak kabul edilir ve manevi arınma sürecinin bir parçasıdır. Miraç geceleri, geleneksel olarak “mirâcîye” adı verilen şiirlerin okunmasıyla da ihya edilir. İşte bu mirâcîye geleneğinin önemli isimlerinden biri Kutb-ı Nâyî Osman Efendi’nin Miraciyyesi, 6 Şubat günü saat 20:00’de İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Güleç’in rehberliğinde düzenlediğimiz bir programda ele alındı.
Kutb-ı Nâyî Osman Dede, müzik ve şiir alanındaki yeteneğiyle tanınan bir Mevlevi dervişiydi. O zamanlar dergâhlar birbirlerini rakip olarak görmezlerdi. Osman Dede’nin başka bir dergâhı ziyareti sırasında, bir Regaip gecesinde, Osman dedenin musiki ve şiir konusundaki yeteneğini bildikleri için kendisinden mevlit kandilinde okunan mevlidi şerif gibi miraç kandilinde de okunacak bir şiir yazıp bestelemesini istemişlerdir. Ve kısa bir sürede Osman Dede şiiri yazar. O günden bu yana Miraciye, miraç gecelerinde camilerde okunur. İsmail Güleç, günümüzde miraç gecelerinde İstanbul’da hangi camilerde Miraciye okunduğu bilgisini de katılımcılarla paylaştı.
İsmail Güleç, Kutb-ı Nâyî Osman Efendi’nin Miraciyyesi’nin tarihsel ve manevi önemini katılımcılarla paylaştı ve bu önemli mirâcîye geleneğini detaylarıyla ele aldı. Güleç, mirâcîye geleneğinin Müslümanları bir araya getirme ve manevi duygularını güçlendirme gibi iki önemli vazifeyi yerine getirdiğine işaret etti. Ayrıca, mirâcîye geleneğinin Müslüman inancını daha derinlemesine anlamak ve gelecek nesillere aktarmak gibi bir rolü olduğunu vurguladı.
Güleç, miraciyelerde yazılan şeylerin gerçek dışı yani “hilaf-i hakikat” olmadığını, her birinin gerçeğe dayandığını ve kendine ait delillerinin olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Koku ve müzik, bir olayın hatırlanma olasılığını artıran etkenlerdir. Miraciyelerde de bundan faydalanılmıştır. Münâcât kısmı icra edilirken dinleyicilere gül suyu serpilir, mi‘racda Hz. Peygamber’e sunulan içecekleri temsilen şerbet ve süt ikram edilir, mevlid törenlerinde olduğu gibi şeker dağıtılırdı. Bu şekilde bilgi düzeyinden duygu düzeyine, duygu düzeyinden de davranış düzeyine çıkarılması amaçlanmıştır.”
Programda, mirâcîyelerin kısımları ele alındı. İsmail Güleç, mirâcîyelerin içerdiği hikayeleri özetledi ve bu şiirlerin inancı destekleyici bir rol oynadığını vurguladı. Miraciyenin son kısmının günümüz Türkçesiyle okunmasıyla oturumu tamamlandı. Katılımcılar, mirâcîyelerin tarihsel ve kültürel bağlamını daha yakından tanıdı ve bu önemli geleneğin manevi derinliğini keşfetme fırsatı buldu.
Prof. Dr. İsmail Güleç’e ve tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz. Başka etkinliklerimizde görüşmek üzere!
Haber & Fotoğraf: Muhammed Berat Kengil – İşletme Bölümü, 3. Sınıf Öğrencisi