Boğaziçi Konak’ta Doğu Türkistan’ı Konuştuk

Sıradan bir Perşembe akşamı sıradan olmayan konular üzerine düzenlediğimiz bir söyleşi, konumuz her yerde dertlendiğimiz, toplumumuzun da yakinen takip ettiği Doğu Türkistan idi. Söyleşimizin moderatörü Vakfımızın Kurucular Kurulu Üyesi, Çin’de ikamet eden İş Adamı Faysal İnci, konuşmacılarımız ise Halil Mert, Mustafa Dikkatli ve Kerim Arıcan oldu. Söyleşimize Faysal İnci Bey’in açılış konuşması ile başladık. Daha sonra sözü alan Halil Mert Bey bizlere Doğu ve Batı Türkistan’ı ve bu bölgelerin tarihini anlattı. Ardından Mustafa Dikkatli Bey Doğu Türkistan’dan ülkemize sığınan kardeşlerimizin buradaki durumunu ve onlara destek için yaptıkları faaliyetleri anlattı. Kerim Arıcan Bey ise sürekli yan yana olduğu Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin içinde bulunduğu psikolojik durumu ortaya koydu.

dt1

Kısaca anlatılamayacak, kelimelerin yetersiz kaldığı Doğu Türkistan meselesi Halil Mert Bey’in dediği gibi aslında sadece Doğu Türkistan’ın değil, bütün dünyanın meselesidir.  1949’dan beri Çin esaretindeki Doğu Türkistan, büyüyen ve gelişen Çin için sadece ilk adımdır. Doğu Türkistan’ın ardından hedef Kazakistan Özbekistan ve Kırgızistan’ı da içinde barındıran Batı Türkistan’dır. Bölgeyi Budizm’i yayarak yumuşatmaya çalışan Çin yayılmacı politikalarını zulüm ve baskı ile uyguluyor. Çin’in planlarında 35 milyonluk Doğu Türkistan’ın önemli bir yeri bulunmaktadır. Türkiye’nin iki katı yüzölçümüne sahip Doğu Türkistan Çin’in altıda birini oluşturmaktadır. 35 milyonluk nüfusun ise %47’sini Müslüman Uygurlar, %37’sini Çinliler geri kalanını diğer Türkler ve Müslüman Çinliler oluşturmaktadır. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar sadece zulümle değil üzerlerinde oynanan oyunlar ile de zor duruma düşmektedirler.  Zulümden göç ile kurtulacağını zanneden veya bu vaatle kandırılan Uygurlar terör örgütlerinin en büyük avı durumuna düşmüştür.

dt7

Söyleşimizde ülkemize göç eden Doğu Türkistanlıların durumunu samimi ve içten bir dille anlatan Mustafa Dikkatli Bey paylaştıklarıyla yaşadıklarını adeta bizlere de yaşattı. Kendisi Doğu Türkistan’dan gelen kardeşlerimize daha en başından beri ulaşıp yardım etmektedir. Ülkemizde yaklaşık olarak 13-15 bin arası Müslüman Uygur bulunuyor. Uygurların en büyük probleminin birlik olamamaları olduğunu söyleyen Mustafa Bey, kendi aralarında bir araya geldiklerinde anlaşamayan Uygur grupların bir çatı altında toplanması gerektiğinin altını çizdi. Bunun yanında Çin baskısı altında dünyayı tanıyamayan Uygurlar terör örgütlerinin en büyük hedefi konumundadırlar. Doğdukları yerden kilometrelerce uzakta olan Uygurlar, yaşadıkları psikolojik sorunlar sebebiyle bu örgütler tarafından manipüle edilmeye çok müsait durumdadırlar. Ülkemizin ve insanlarımızın bu durumu engellemek için elinden geleni yapması gerekmektedir.

Söyleşimizin son bölümüne doğru Kerim Arıcan Bey de Doğu Türkistan’dan gelen kardeşlerimizin yaşadığı ve içinde bulunduğu psikolojik durumu ortaya koydu. Sürekli bir arada bulunduğu Uygurların çok onurlu bir millet olduklarını ve temiz ahlaklarını koruduklarını aktaran Kerim Arıcan Bey, bunun yanında Çin’in yaptığı zulümlerin onların bilinçaltında bir öfke ve nefrete daha sonra da kine dönüştüğüne dikkat çekti. Esaret altında yaşamanın zorluklarını ve bunun etkilerini Uygurlarda hisseden Kerim Bey, aktardıklarıyla sahip olduğumuz nimetleri hatırlamamıza vesile oldu. Kerim Bey’in ardından soru cevap ile söyleşimizi bitirdik.

dt6

Velhasıl, işittik ve anladık ki Müslüman güçlü olmalı. Gücü elde etmek ise kaybettiğimiz ahlaki ve manevi değerlerimizi yeniden kazanmamızla mümkün olacaktır. Bizler bu cihanda adaletli bir düzen kurmaya mecburuz. Bu düzeni kurmanın yolu ise şahsi menfaatleri terk edip milletimizin ve insanlığın menfaatleri için fedakârca çalışmaktır. Azim ve kararlılığımız bizlere muvaffakiyeti getirecektir. Doğu Türkistan meselesinin çözümü de ancak bunda yatmaktadır.

Haber: Enes Köser-Endüstri Mühendisliği ‘20

Platformunuzu seçin ve paylaşın.