CEO’sunun dilinden İstanbul Havalimanı’nın başarı öyküsü
Cumhuriyet döneminin en büyük projesi olan İstanbul Havalimanı’nda İGA İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Kadri Samsunlu’nun misafiri olarak ülkemizin gurur tablosu yeni havalimanının ve bu kurumun tepe yöneticisi Samsunlu’nun başarı hikâyesini dinledik.
Havacılık sektörünün altın yılları
Havacılık sektöründe son 18 yılda büyük hizmetlere imza atan ülkemiz 42 ayda tamamlamaya muvaffak kılındığı dünyanın en büyük havalimanıyla başarılarının arasına bir yenisini daha ekledi.
İstanbul Havalimanı muazzam bir eser olmuş. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. İGA İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Kadri Samsunlu ile İstanbul Havalimanı’nın inşa süreci, teknik özellikleri, ülkemize üreteceği ilave katma değer, Türkiye’nin havayolu ve terminal işletmeciliğindeki yeri ve 2025 projeksiyonu üzerine sohbet ettik.
Hüseyin Kadri Samsunlu Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden 1991 yılında mezun olmuş. BÜ mezuniyetinin ardından işletme yüksek lisans eğitimi için ABD’ye giden Samsunlu Missouri Üniversitesi’nde master çalışmasını tamamladıktan sonra Türkiye’de çalışma hayatına mali analist olarak adım atmış. 1995-2006 yılları arasında çeşitli yatırım şirketlerinde Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi sorumluluklarını üstlenen Hüseyin Kadri Samsunlu 2006 yılı itibariyle üç yıl boyunca Romanya ve Türkiye’de yatırım ve kurumsal finansman danışmanlığı hizmetlerini deruhte etmiş. 2009 yılından itibaren enerji, inşaat, turizm, gayrimenkul, deniz yolu taşımacılığı ve havalimanı işletmeciliği sektörlerinde üst düzey yöneticilik görevlerini üstlenen Samsunlu, Türkiye’nin vizyon projesi İstanbul Havalimanı ile kariyerinin en üst basamaklarını yükselmiş.
Görevi Hüseyin Keskin’den devraldı
İstanbul Havalimanı İşletmeleri İGA’nın İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Kadri Samsunlu başarılı bir profesyonel. Türkiye’nin en büyük projesi olan İstanbul havalimanı’nın icra kurulu başkanlığını, projenin hayat bulmasına yönelik oldukça önemli hizmetleri şefkat eden ve kendisi gibi Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Hüseyin Keskin’den devralan Samsunlu, aynı heyecanla ve titizlikle devam ettirdiği süreci önemli ölçüde tamamlamış olmanın haklı gururunu yaşıyor.
Bizler de bu haklı gurura ortak olmak ve tanıklık etmek amacıyla Liderler Kahvesi etkinliğinde İstanbul Havalimanı’nın misafiri olduk.
Samsunlu’nun üniversite öğrencileriyle ilk buluşması
15 Mart Cuma günü gerçekleştirilen etkinlik Hüseyin Kadri Samsunlu’nun bir üniversite öğrenci grubuyla yaptığı ilk sohbet toplantı olma hususiyetini haiz olması açısından da önem arz ediyor. İGA Başkanı Samsunlu, etkinliğe dair ”benim için unutulmaz bir anı” derken Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine “BÜ’den gelenler öncelikli” mesajını da iletmiş oluyor.
Programın moderatörlük görevini BYV Bosna Yiğitlik Meydanı Başkanı Kerem Koçer’de tevdi ettiğimiz etkinlikte tuttuğumuz notlarla başarı hikayeleriyle birlikte azim, kararlılık ve muhatabımızın 30 yıllık profesyonel iş yaşamının tecrübelerini sizlere aktarmak istedik.
Samsunlu: Hayatımın en önemli görevi
Sn. Cumhurbaşkanımızın fikir babası olduğu, Türkiye’nin ve bir adım öte dünyanın en büyük havalimanı projesinin tepe yöneticisi olmak Hüseyin Kadri Samsunlu’ya nasip olmuş. Hüseyin Kadri Samsunlu İGA’daki hizmetleri için “hayatımın en önemli görevi” tabirini kullanıyor.
İstanbul Havalimanı Türkiye için başlı başına bir vizyon projesi. H. Kadir Samsunlu otuz yıllık yönetim gurusu özgüveniyle konuşmalarını sürdürürken bu hususta “Vizyon, kendini uzun vadede gösterir” cümlesini kurmayı tercih ediyor ve ekliyor: “Büyük liderler ülkeleri için vizyonu kısa vadeli olarak ortaya koymaz. Bu hususu İstanbul Havalimanı’nın önemli bir noktası olarak görüyorum.”
İstanbul Havalimanı Cumhuriyet tarihinin en önemli projesi. 2025 yılında tüm fazları devreye alındığında Türkiye’nin gayri safi milli hasılasına %4,9 oranında katkı üretmeye başlayacak olan İstanbul Havalimanı ülkemiz için başlı başına gurur kaynağı.
Konuşmasında ülkemizin son 18 yılda hemen her alanda ve özellikle de ulaştırma ve hava yolu sektöründe birbiri ardına büyüme hikâyeleri yazdığının altını çizen Samsunlu, 2002 yılından itibaren büyümenin motorlarından birinin THY ve hava limanı işletmeleri olduğuna işaret ediyor.
Büyük şirketlerin el ele vererek ülkemize büyük bir ulaştırma altyapısı kazandırdığına değinen İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Kadri Samsunlu ulaştırma sektöründeki yapısal reformların Türkiye’yi bu alanda kafaya oynayan ülke durumuna getirdiğini belirtti.
Yazımızın bu yerinden itibaren sözü BÜ ekonomi 1991 mezunu Hüseyin Kadri Samsunlu’ya bırakıyoruz: “THY’deki büyüme hikâyesi ve buna eklemlenen özel sektör hava yollarının büyüme hırsı 10-15 yıl içinde Türkiye hava yolu taşımacılığı sektörünü global liderliğe doğru emin adımlarla taşıdı.
Üzerimizde milli forma var
Burada çalışıyoruz, içimizde milli forma var hamdolsun. Türkiye doğu ile batının ortasında çok özel bir ülke. Ülkemizden dar gövdeli uçaklarla 200 uluslararası havalimanına, 60 başkente ulaşmak mümkün. Bu da Avrupa ve Asya’daki toplam hava yolu trafiğinin %40’ına tekabül ediyor.
Ülkemizin üzerinden en doğu ile en batı birleşiyor. Şu istatistiklere dikkat ediniz. 2002 yılında THY’nin 150 uçağı vardı. Bugün uçak sayımız 540. 2002 yılında 8 milyon yerli yolcu taşıyorduk. Bugün taşıdığımız yolcu sayısı 110 milyonun üzerinde. 2002 yılında 35 milyon yabancı taşırken 2018 yılında bu rakam 120 milyon. Dikkat ediniz lütfen. Bu rakamlar AB ülkeleriyle vize sorunu olan bir ülkenin rakamları. Vizeler kalktığında üzerine %30’luk bir rakam daha gelecek demektir. AB, THY’nin potansiyel pazarı. AB’den vize kolaylığı istememizin bir sebebi de bu.
Bu ülke bizim. Hepimizin bu topraklara borcu var. Atatürk Hava Limanı 11 milyon metrekareye sahip iken İstanbul Hava Limanı 76 milyon metrekare. 76 milyon metrekare üzerine Türkiye’nin havayolu vizyonuna hizmet edebilecek bir alt yapı kurulabiliyor. Burada yerleşim yok. Arnavutköy ufak bir ilçe.
İstanbul hep kuzeye doğru büyüdü. Osmanlı Sarayı 1850 yılına kadar Topkapı Sarayı’ndaydı. Bu tarihte Dolmabahçe ile birlikte Karaköy Limanı gündeme geliyor. Şehir kuzeye doğru büyüyor. Boğaziçi köprüsüyle Levent bölgesi; FSM ile Maslak bölgesi, Yavuz Sultan Selim ile de İstanbul yine kuzeye doğru büyüyor.
1850 ile 1950 yılları arasında ülkemizin nüfusu aynı. Cumhuriyet döneminde Ankara büyüyor. İnsanlar altyapıların olduğu bölgelere gider. Altyapı getirmezseniz insan da gelmez. Adnan Menderes 1950’li yıllarda Barbaros Bulvarı’nı açıyor. İstanbul kilitlenmeye başladığında devreye birinci köprü giriyor.
İGA bölgeyi ekonomik cazibe merkezine dönüştürecek
İstanbul’da en büyük lüks evin, iş yerinin ve çocuklar için de okulun eve yürüme mesafesinde olmasıdır. İGA bölgeyi ekonomik cazibe merkezi haline getiriyor.
Benim çocukluk dönemlerinde Atatürk Barajı Türkiye’nin en önemli projesiydi. Buranın 1 milyar metreküp toprak hacmi vardı. 80 milyon metreküp hafriyat yapıldı. İstanbul Havalimanı’ndaki toprak hacmi ve hafriyat Atatürk Barajı’nın neredeyse 100 katı büyüklüğünde. 30-40 senede ülkenin edindiği vizyon önemli. Çünkü hayata her şey vizyon ile oluyor.
Bir zaman denildi ki Atatürk Havalimanı için ilave pist açmak yeterli. Bu kısa vadeli bir vizyondur. İlave pist önerisi Atatürk Havalimanı için sadece geçici çözümdü. İlave pisti açtınız, 10 yıl sonra ne yapacaksınız?
Gelişmekte olan ülkelerin liderleri ülkelerini büyütmekle sorumludur. Gelişmekte olan ülkeler ne yaparlar, ekonomik bölgeler, serbest ticaret alanları, teşvik alanları oluştururlar. Biz zaten bunları yaptık. İlave şeyler yapılmalıydı ve karşınıza İstanbul Havalimanı çıktı.
İstanbul Havalimanı tüm dünya için yapıldı
45 km. çevresiyle İstanbul Havalimanı tüm dünya için yapıldı. Buranın ekmeğini tüm Türkiye yiyecek. 200 milyon yolcu hedefinden bahsediyoruz. Söz konusu rakam Atatürk Havalimanı’nın kapasitesinin tam üç katıdır.
Kulemiz lâle dizaynıyla ödüller aldı. Şimdiden marka haline geldi. Akaryakıt limandan gelecek. Yerin altında petrol hareketi olmayacak. Erken gelen 10 bin bagajı anında depolayacak bir sistem kurguladık. Bagajlar uçuş saatinde uçağa gönderilerek anlık talebe cevap verilecek.
İGA havalimanı operasyonunu kendisi yapıyor
Türkiye’de havalimanlarında operasyonları Devlet Hava Meydanları İşletmesi yapıyor. İGA, Kütahya ve Alanya havalimanlarıyla birlikte bu hizmeti kendi bünyesinde karşılayan özel bir hava limanı. İtfaiye teşkilatımızdan karla mücadele araç ve tertibatına kadar hemen her şeyi biz burada kendi imkânlarımızla karşılayacağız. DHMİ burada sadece havadaki uçağı kontrol edecek. Yerde kontrol bizde olacak.
100 bin metrekarelik perakende alanı
Çalışmak, çok çalışmak gerekir. Çalışmadan kazanmak olmaz. Bu ancak filmlerde söz konusudur.
Ben de çok çalıştım arkadaşlar. Kendi yaş günümü dahi hafta sonunda kutladım. Mesai saatleri içerisinde bir gün dahi tatil yapmadım.
İşleri sonuca ulaştıran akıldır, sağduyudur
Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandığınıza; bu güzide okulda öğrenim gördüğünüze göre hepiniz çok zekisiniz. Zekâ önemli, bununla birlikte akıl dediğimiz sağduyu daha önemli. Çünkü herhangi bir işte mutlak olarak zekâ sizi sonuca ulaştırmaz, işleri sonuca ulaştıran akıldır. Benimle birlikte yüzlerce arkadaşım Boğaziçi Üniversitesi’nde tahsil gördü. Hepsi çok zekiydi. Sadece zekâlarına güvenenler şu anda bir masanın arkasında oturarak mesailerinin tamamlanmasını bekliyor.
Sosyal olmak önemli, sevilmek önemli. İnsanlık önemli, güvenilmek, sırt dayanılmak önemli. İnsanlar, çalışma arkadaşlarınız, patronlarınız size sırtlarını güvenle dayayabilmeli. Bunlar takım içerisinde olmazsa olmaz kurallar. Zekâ, aklı kullanmadan hiçbir işe yaramayacaktır. Zekâ gerekli ama tek başına yeterli değil.
Yılmadan çalışacaksınız
Azim gerekli. Yılmadan çalışacaksınız. Ben azmi, yapılan işte sonucu alıncaya kadar bıkmadan çalışmak şeklinde tanımlıyorum. Bunu yaparak, azimle çalışarak fark oluşturabilirsiniz. Allah’ın herkes için bir imtihanı var. Benim imtihanım da kızım Lara. Lara’nın otistik olduğunu 2 yaşında anladık. Lakin Lara hayata sımsıkı tutundu, yaptığı işleri azimle başardı. Şu anda engelli milli takımımızda masa tenisi oynuyor. İBB’nin lisanslı tenisçisi. Azim için Lara önemli bir örnek.
30 yaşında CEO olmak yok!
Arkadaşlar 30 yaşında CEO olmak yok. Nedense herkesin hayalinde bu var. 30 yaşında CEO olunmaz. Belki kenarda köşede kalmış, adı sanı duyulmamış bir şirketin CEO’su olabilirsiniz lakin kurumsal şirketlerde mümkün değil. Böyle bir dünya yok! Böylesi temenniler fantaziden öte gitmez.
Yeşermek için, gelişmek için iş hayatının iç dinamiklerinde uzun yıllar çalışıp tecrübe kazanmaya ihtiyaç var. İş hayatında yeşereceksiniz, çalıştığınız iş yerlerinde mümkün mertebe hizmet etmenin gayreti içerisinde bulunacaksınız.
Adam 30 yaşına gelmeden 7-8 iş değiştirmiş. Böyleleri hayatta başarılı olamaz. Mülakata çağırıyoruz, ilk iş yerinde şöyle oldu, ikincisinde böyle diyor. Sekiz farklı sebep olur mu? Peki diğerlerinde ne oldu da işten ayrıldınız.
İş dünyasında her atladığınız yerde arkanızda bir iz bırakıyorsunuz. Böylelerinin hayatla ilgili problemleri vardır. Dolayısıyla işlerinizi uzun vadeli planlayınız. Sebat etmeye çalışınız. Hiç kimse çok sık iş değiştirenleri takımlarına almak istemez. İş hayatı takımlar üzerine kurulur. Takımlarda ise uzun süreli bir arada çalışma başarıyı getirir. Bu noktada taktikler de devreye girer. Fenerbahçe’nin halini biliyorsunuz. Takım olamadığı için bu durumda maalesef.
Buradan Boğaziçi Üniversitesi’ne gelelim. Üniversite parlak bir formadır. Lakin hakkını vermek gerekir. Güzel bir forma ile mezun olacaksınız. Üniversite diploması size ilk dalgayı atlatır, ikincisini geçirir, üçüncüsünde iş artık size kalmıştır.Diploma değil, yaptığınız iş başarıyı getirir. Boğaziçi Üniversitesi diploması ilk işe girişinizde işe yarar. Bu Boğaziçi Üniversitelidir derler. İkincisinde de işe yarayabilir. Sonrasında işe yarayan yaptığınız çalışmalardır. Bana üçüncü işimde artık hangi üniversiteden mezun olduğumu sormadılar. Şimdi patronlarım da hangi okuldan mezun olduğumu bilmiyor.
Çalışma, çalışma…
Çalışma hayatı kolay değil. İçinde emek var, alın teri var, azim var. Bu işler bedavaya olmuyor. İşin hakkını verip gereğini yapacaksınız. Şayet çalışkan değilseniz, çalışmazsanız Boğaziçi Üniversitesi mezunu olsanız da kimse sizi istemez.
Yöneticilikte krizler de var. Zaman içerisinde elde ettiğiniz deneyimlerle krizleri atlatmasını bilmelisiniz. Eleştiri tüm işlerin doğasında var. Eleştiriye açık olmalısınız. Bırakınız konuşsunlar!
İş hayatında ergen gibi olmayın
Arkadaşlar iş hayatında ergen gibi olmayın. Eğer ergen gibi davranırsanız ergen gibi karşılık görürsünüz. Bu durumda sizi kimse sevmez.
Arkadaşlar, kendiniz için çok büyük hedefler koymayın. Bir yola giriniz ve orada istikrarlı bir şekilde, kararlı adımlarla yürümeye devam ediniz. Hedefleriniz çok büyük olmasın, birkaç yıllık hedefler koyun. Küçük küçük hedefler iyidir. Hedeflerinize peyderpey ulaşmaya çalışınız. Çok büyük hedefler olunca hayal kırıklıkları da o kadar büyük olur. Belirlediğiniz bir iki senelik hedeflere ulaşınca yenileri gündeminize gelsin.
Başarının altın formülü yok. Çalışmak, çok çalışmak, azim bunlar önemli. İş hayatında talih denen bir olgu da var. İki şirkette 10 yıl çalıştım. İlk işime BÜ’den sınıf arkadaşımın tavsiyesi üzerine girdim. O tavsiye etmeseydi elbette giremeyecektim.
Dik durun, ama diklenmeyin, esnemesini bilin. Kırılmayın. Sevin, sevilin. Üretin, çalışın. Üretebiliyorsanız eğer girdiğiniz yol doğru demektir ve orada kararlılıkla devam edin. Sizi bir yerlere bu masanın etrafını dolduran yüzler; kırk kadar arkadaşınız taşıyacak. Bu yüzler önemli.
İmkânınız varsa okul bitince kendiniz için bir yılı ayırın, gezin, dünyayı dolaşın. İş hayatına atıldığınızda bir daha dünyayı dolaşmayı imkânınız olmayacak. En azından altı ay ayırın kendinize, nefes alın, insanlara dokunun, sosyal konularda projeler geliştirin, sosyal kuruluşlara destek olun. Gidin bir hayır kurumunun binasını boyayın, bir şeyler yapın bu alanda.
Sorun çözün, kucaklayıcı olun, Yine buradan bir örnek vereyim. İnsanların havalimanlarında yaşadıkları en büyük problem bilememek. Hava limanlarına bakarsanız insanların başları yukarıda bir yerlere bakıp gittiklerini görürsünüz. Havalimanlarında en büyük problemlerden biri de bagajları bulamamak, bagajların kaybolması. Tüm bu sorunları yine insan çözüyor. İnsanlar o bilinmezliği engelliyor.
Haber: İbrahim Ethem Gören