Küresel Ekonomide Aslında Ne Oldu? Sorusuna Doç. Dr. İbrahim Turhan’la Yanıt Aradık
7 Aralık Perşembe akşamı düzenlenen Aslında Ne Oldu? programında “Son dönemde küresel finansal dengeler nasıl değişiyor? Bu değişimlerden Türkiye ekonomisi nasıl etkileniyor? Bu değişimlerin olası ekonomik politik değişimlere etkisi ne olabilir?” sorularının cevaplarını Kurucular Kurulu Üyemiz, AK Parti İzmir milletvekili, Borsa İstanbul A.Ş. Eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Eski Genel Müdürü Doç. Dr. İbrahim Turhan ile vermeye çalıştık. Yoğun ilgi gören programda İbrahim Turhan 2008 dünya finansal krizi çerçevesinden dünyadaki ve ülkemizdeki ekonomik gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ekonomisi, finansal iktisat ve iktisat politikası alanlarında çalışmaları bulunan İbrahim Turhan Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünden mezundur. Turhan aynı zamanda vakfımızın önceki dönem mütevelli heyeti üyelerindendir.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standart&Poors’un 24 Kasım Cuma tarihli Güney Afrika’nın kredi notunu düşüren kararı neticesinde yaşananlarla sözlerine başlayan Turhan bu noktada kredi notlarının ülkeler için önemine değindi. Bir ülkenin yatırım yapılabilir ülke olabilmesi için en az iki tane uluslararası kredi derecelendirme kuruluşunda 3B ve üzeri not alması gerektiğine işaret eden Turhan ülkedeki siyasi belirsizlik sebebiyle notu düşen Güney Afrika’nın piyasalara etkisini ortaya koydu. Buna göre not düşüşü, tahmin edilenin aksine ülke parasına %3 gibi bir değer kazandırmış, yatırımcılar Güney Afrika, Brezilya, Endonezya, Hindistan ve Türkiye gibi ülkeleri birlikte değerlendirdikleri için buna paralel olarak Türk Lirası da değer kazanmıştır. Bu ilginç gelişmeye bir örnek de Türkiye piyasalarından veren İbrahim Turhan, 3 Kasım’da açıklanan enflasyon rakamlarına rağmen paramızın değer kazandığını ve faiz oranlarının düştüğünü ifade etti.
“Bunlar neden oluyor diye bakınca filmi biraz başa, 2007 yılına sarmak gerekiyor.” diyen Turhan bu tarihte dünyadaki finansal yapıya değindi. Sunumu üzerinden ABD ve Avrupa merkez bankalarının bilançolarına dikkat çeken Doç. Dr. İbrahim Turhan bu ülkelerdeki kriz öncesi ve sonrası durumu konu etti.
Dünya Ekonomik Forumu WEF, Davos Zirvesi’ndeki tartışmaların da ışığında bir sonraki yıla dair küresel risk raporları hazırlamaktadır. 2006 yılında yapılan forumda yer almış olan Turhan aslında bu buluşmada kriz öngörüsünün yapıldığına dikkatlerimizi çekti. Forumda ABD bankacılık sektöründe gayrimenkullere verilen kredilerin problemli olduğu, ABD dış ticaret açığının sürdürülemez noktada olduğu, gelişmiş ülkelerin çok fazla açık verdiği, gelişmekte olanlardaysa tasarrufun fazla olduğu ortaya konmuş, bundan dolayı bir kriz yaşanabileceği ve bunun tüm dünyaya hızla yayılabileceği sonucuna varılmış ama buna rağmen krizin önlenememiş olduğunu söyleyen Turhan sözlerine şöyle devam etti: “2006 yılında herkes durumun farkındaydı. Ama buna rağmen kriz çıktı. Bu insan doğasıyla ilgili temel problemlerden biridir. İktisat Teorisi her ne kadar tersini söylese de insan sadece içinde bulunduğu an ve hemen çok kısa bir zaman sonrasına bakar. Buna örnek fay hatları üzerine şehirler kurmaktır. Buna örnek zararları bilindiği halde sigara içmektir. İşte finansal krizlerin çıkma sebeplerinden biri de bu zaaftır.”
Konuşmasının sonraki kısmında krize karşı alınan önlemlere değinen Doç. Dr. Turhan; uzun dönemli finansal, yapısal reformlar yapmak yerine kısa vadeli merkez bankalarının para basması yoluna gidildiğini belirtti ve bu noktada Merkez Bankalarının bağımsızlığının önemine işaret etti. Merkez Bankası bağımsızlığı denince herkesin bunu sadece siyasilerle ilgili algıladığını oysaki birincil olarak siyasilerle ilgisi olsa bile bağımsızlığın aynı zamanda piyasaya karşı da olması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Turhan yaşanan krizde bunun gerçekleşemediğini ifade etti. Turhan çözüm olarak merkez bankalarının para basmalarının ardından paraya boğulan dünya ve bunun gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme, enflasyon ve faiz üzerindeki yansımalarına, piyasaya yapılan müdahalelere ayrıntılı bir şekilde tablolar üzerinden değindi.
Tüm bunlar olurken gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Türkiye’de neler yaşanmakta olduğuna ilişkin önemli verileri de paylaşan Turhan 2003 yılı başından bugüne dek enflasyonun seyri, 2008 krizi ve dışsal şoklar karşısında yaşananları özetledi. “Dünyada ne olup bitiyorsa bu bize yansır. Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin üzerinde en belirleyici olan aktör küresel gelişmelerdir. “ diyen Turhan ülkemize dair Eylül ayı sonu itibariyle pek çok finansal veriyi aktardı.
Doç. Dr. İbrahim Turhan son olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Dünya siyasetindeki, hatta toplumların tercihlerindeki veya kültürel trendlerdeki birçok gelişme ekonomi politik temellerin sonucunda ortaya çıkar. Karl Marks’ın belki de haklı olduğu bir şey varsa, o da “alt yapı üst yapıyı belirler.“ tespitidir. Alt yapı; ekonomik üretim araçları ve üretim ilişkileridir. Bunları belirleyen iki şeyden birincisi teknolojidir. İkincisi de bu teknolojiyle yapılan üretimin nasıl örgütlendiği ve dünyada bu üretim ve tüketim ağlarının nasıl şekillendiğini belirleyen kurumsal yapıdır. Alt yapı üretim araçları ve bu araçların örgütlenme biçimi olan ekonomik ilişkilerden oluşur. Bunu biz anlayabilirsek, anlamak da yetmiyor yönetebilirsek küresel oyunda oyun kuruculardan biri olmak için umudumuz olur. Bugün özetle anlatmaya çalıştığımız gibi önümüzdeki dönem belirsizliklerle dolu, adeta fırtınalı bir denizde seyredeceğiz.”
Sunumu sonrasında katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan Doç. Dr. İbrahim Turhan’a yoğun programı arasında bize vakit ayırdığı için teşekkür ediyoruz.
Doç. Dr. İbrahim Turhan, BYV bünyesinde makro iktisat ve küresel finans konularının ele alınacağı düzenli toplanacak bir okuma ve tartışma grubunun moderatörlüğünü yapma teklifimizi de büyük bir memnuniyetle karşıladı. Önümüzdeki günlerde buna ilişkin duyuru Vakfımız tarafından ilan edilecektir.