Asitane Sohbeti’nde Nursuna Memecan’la Beraberdik
Vakfımızın hanım mezun ve mensuplarına yönelik düzenlemiş olduğu Asitane Sohbetleri’nde Mart ayının konuğu İstanbul milletvekili ve yayıncı Sayın Nursuna Memecan’dı.
Nursuna Hanım, Robert Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi’ni tamamladıktan sonra, yüksek lisansına Amerika’da devam eder. Sonrasında, sistem programcısı olarak çalışır, teknoloji alanındaki ilginç değişim ve gelişmelere burada şahit olur. Bir süre sonra Türkiye’ye döner ve Citibank’ta çalışmaya başlar. Yapı Kredi Yatırım’da Kurumsal Finansman biriminin kuruluşunda, Özel Bankacılık biriminde çalışır. Bu çalışmalar sonrasında ise, kendisine ait bir yayıncılık şirketi kurmaya karar verir.
Nursuna Hanım, Türkiye’de bir süre kaldıktan sonra, 28 Şubat dönemindeki yaklaşımları nedeniyle, ailesi ve arkadaşlarından tepki görmeye başlayınca, eşiyle birlikte yeniden Amerika’ya dönmeye karar verir. 10 yıl kaldıktan sonra Türkiye’ye döner ve dönüşünün hemen ardından İstanbul milletvekilliği için aday olur, Temmuz 2007’de İstanbul milletvekili olarak seçilir.
Kendi serüvenini ana hatlarıyla böyle anlatarak sohbetimize başlayan Nursuna Hanım, insanlarla iletişim kurmayı çok sevdiğini, bu sayede meclisteki miletvekili arkadaşlarının geldikleri bölgelerdeki tecrübelerine, hayat hikayelerini kolayca dinleyebildiğinden, meclisteki mesai arkadaşlarının renkli hayatlarından bahsetti. Bunun yanında, kendisi için ailesinin ön planda olduğunu, fakat kadınların toplumda önemli bir yerde olmaları gerektiğini düşündüğünü, ve bu yönde çalışmalar yaptığını anlattı. Kadınların hayatın içinde, toplumun önünde olmalarının önemini, sosyal çevrenin içinde yer alarak topluma katkı sağlamaları gerekliliğini vurguladı.
Nursuna Hanım’la gerçekleştirmiş olduğumuz sohbetimiz, ülkemizin değişen dünya düzenindeki algılanışı, toplulumuzda yüzleştiğimiz bölgesel ve küresel problemler çerçevesinde şekillendi. Uzun yıllar Amerika’da yaşamış biri olarak, özellikle 11 Eylül sonrasındaki Müslüman ve Türkiye’nin yanlış söylemlerle anıldığını, İslamiyeti ve Türkiye’yi anlatmak için yapılan çalışmaların genişleterek daha sistematik hale getirilmesi gerektiğini, bu konu üzerinde düşünülmesi gerektiğini belirtti.
Ülkemizde farklı kimlik ve görüşlerden gelen kişilerin bulunduğunu, fakat bu kişilerin aynı kalıba sokulmaya çalışılmasının doğru bir yöntem olmadığını, bu durumun toplumda çatışmalara neden olduğunu düşündüğünü belirten Sn. Memecan, toplumda farklılıklara saygı duyulduğu müddetçe çatışmaların azalacağına inandığını belirtti. Devletin asli görevinin, kişilerin haklarını korumak olduğunu, anayasanın da bu eksende şekillenmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Hakları korunan bireylerin mutlu olacağına, mutlu insanın da hem ülkesine hem çevresine zararının değil, faydasının dokunağına inandığını belirtti. Bireysel farklılıkların kişisel haklardan, eğitime kadar her alanda dikkate alınmasının oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Samimi bir sohbet havasında, eğitim sorunlarından yurtdışı tecrübelerine, aileden siyasete geniş bir çerçevede ilerleyen sohbetimiz Nursuna Hanım’ın aktardığı ilginç anılar ve kıymetli yorumlarıyla renklendi.
Program, vakfımız tarafından hediye takdiminin ardından sona erdi.