İslam ve Modernite Karşılaştırmasını Said Nursi’nin Gözünden İnceledik

“Bediüzzaman Fikriyatı” panellerinin ikincisini 26 Şubat Perşembe akşamı yine Albert Long Hall’de gerçekleştirdik. “Bediüzzaman Aslında Ne Demek İstemişti?” sorusuna aldığımız cevabın ardından, Said Nursi’nin fikriyatını anlamak için bu kez de İslam ve Modernite karşılaştırmasını Risale-i Nur perspektifinden incelemeye çalıştık. İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faris Kaya’nın moderatörlüğünde gerçekleşen “Islam and Modernism From the Perspective of Risale-i Nur” başlıklı panelde, Prof. Dr. İsmail Hacınebioğlu, Prof. Dr. Said Özervarlı ve Singapur’dan 20 öğrencisiyle birlikte panele iştirak eden Prof. Dr. Sayid Farid Alatas’ı ağırladık.

panel14

Panelimiz Prof. Dr. Faris Kaya’nın açılış konuşmasıyla başladı. Genel bir girişin ardından ilk sözü Prof. Dr. Farid Alatas aldı. Alatas, içinde bulunduğumuz modern zamanlara kadar olan dönemde, sosyal hayatın geçirdiği tarihsel değişimi nazara verdi. Buna ek olarak, insanların bu hayata adaptasyon sürecinde, “modernite” kavramı adı altında oluşturdukları yeni bir hayat tarzından bahsederek, bu yeni yaşayış biçiminin ihtiva ettiği problemi sorguladı. İnsanların gittikçe bireyselleşmesi ve beraberinde yalnızlaşmasını problem olarak ele alan Alatas, İslam dünyasının buna tepki verdiğini ancak bu tepkinin de bazı sorunlar taşıdığını söyledi. İslam dünyası içerisinde, dini, modern yaşamın dışında tutma sorunsalının gelişmesi, Alatas’a göre, Nursi’nin modernite üzerindeki eleştirilerinden biriydi. Bununla birlikte, ümitsizlik ve nihilizmin de İslam dünyası arasında yaygınlaşan bir hastalık olduğunu belirten Alatas, bu probleme çözüm olarak Nursi’nin, ahiret inancının kuvvetlenmesi gerektiğini vurguladığından bahsetti.

p1

Bir diğer konuşmacımız Prof. Dr. Said Özervarlı ise “Değişime ne kadar ihtiyacınız var?” sorusuyla başladı konuşmasına. Modernleşme sürecinin hem Hristiyanlık hem de Yahudilikte birtakım değişimler meydana getirdiğinden ve İslam toplumlarının da bundan nasibini aldığından bahsetti. Sonrasında ise modernist perspektifte, insanların değişime ihtiyacı olduğu gibi bir inancın var olduğundan söz etti. Nursi’nin, toplumda değişebilen ve değişemeyen değerler arasında bir denge kurduğundan bahseden Özervarlı, onun geçmişi romantikleştirmemesiyle beraber, doğrudan doğruya modern toplum düzenine karşı bir tepki geliştirdiğini belirtti. Konuşmasının sonunda Özervarlı, modern toplumlarda yaygın olan materyalizm, ayrımcılık ve yalnızlığın insanların ümitsizliğinden kaynaklandığını ileri sürerek, Nursi’nin bunlara karşı İslami kanunları çözüm olarak öne sürdüğünü vurguladı.

p15

 

Son konuşmacımız Prof. İsmail Hacınebioğlu ise, Bediüzzaman’ın, bilginin kaynağını sorguladığını belirterek bizi “Gerçek nedir?” sorusuna yönelttiğinden bahsetti ilk olarak. Devamında, herkesin kendi değerlerini kendisinin oluşturması gerektiğini öne süren modernist bakış açısının tersine olarak, Nursi’nin insanoğlunun acizliğini öne sürdüğünü ve bu sebeple karşılaştığı problemlerin altından bu şekilde kalkamayacağını belirttiğini vurguladı. Bediüzzaman’ın, Risale-i Nur’da Kur’anî metodolojinin ışığıyla, akılcılığı ön plana attığı, yani nedensellik ve rasyonel sorular sorma yöntemlerinin bir birleşimi olan kanıtlama tekniğini kullandığından bahseden Hacınebioğlu, bu yönüyle Risale-i Nur’un şuhudî bir tefsir olduğunu vurguladı. “Modernizm görmek inanmaktır derken, Nursi inanmak görmektir der” diyen Hacınebioğlu, Risale-i Nur’un başından sonuna bu fikri barındırdığını belirtti. Konuşmasını, “Bizim bakış açımız, akılcılık ve nedensellikle Kuranîleşmeli” diyerek sona erdirdi.

Haber: Tuğba Türkoğlu-Tarih’ 15

Platformunuzu seçin ve paylaşın.