Boğaziçi Konak’ta edebiyat, sanat ve şiir dolu bir akşam yaşandı. 17 Ekim Çarşamba akşamı Mostar Gönüllüleri Derneği ile birlikte hazırladığımız programda, şair ve TV programcısı Serdar Tuncer konuğumuz oldu. Arkadaşlarımızdan Mustafa Parladıcı’nın (Felsefe’4) moderatörlüğünde gerçekleşen program, yoğun bir katılımcı grubu tarafından izlendi.
Programın başında moderatörümüz Mustafa Parladıcı, Müslüman ve dindar ailelere mensup olsak da pek çoğumuzun yabancı müzik dinleyip, yabancı filmler izlediğimize değinerek yaşadığımız kültürel değişime dikkat çekti. Bu minvalde tavsiyelere ihtiyaç duyduğumuzu söyleyerek sözü konuğumuz Serdar Tuncer’e bıraktı.
Serdar Tuncer, görevinin sadece mikrofon tutmak olduğunu, Allah’ın konuşanın diline dinleyenin gönlündeki talep kadar söz vereceğini söyleyerek başladığı konuşmasında aşk ve muhabbetin önemine değindi. Tuncer, çayın bile eğer aşkla demlenirse içen kişide muhabbet ortaya çıkaracağını, bu sebepten yapılan her işin kalben niyet edip Allah rızası için aşkla yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca yeryüzünün tümünün Müslümanların iç meselesi olduğunu, öncelikle her şeyi dert edinerek işe başlamak gerektiğini söyledi. “Uyandığı zaman ilk aklına gelen neyse insanın derdi odur. Neyi arıyorsa odur insan”diyen Tuncer, şu anda genç arkadaşlarımızın okulu bitirmek gibi bir dertlerinin olduğunu, okul bittikten sonraki süreçte, hizmet ederken her işte Allah’ın rızasını ön plana alırlarsa başarılı olacaklarına işaret etti.
Hacı Bayram Veli sık sık yaptığı bir duada “Allahım bana eşyanın altı cihetini öğret” diyordu. Serdar Tuncer de bu duadan hareketle, bizlerin, sadece kendi değerlerimizi bilmekle kalmayıp, batı değerlerini de bilmemizin boynumuzun borcu olduğunu söyledi. Resim, mimari ve edebiyatta hem doğu hem de batıdan beslenenlerin dünyaya söyleyecek sözü olacağını belirten Tuncer, kuş evleri, leylek hastanesi yapan bir medeniyetin çocukları olarak kemâlâtı teferruatta aramamız gerektiğini vurguladı.
Program, katılımcıların sohbete dahil olmasıyla devam etti. Öğrenci arkadaşlarımızın hitabetlerini geliştirmek için tavsiye istemesi üzerine Tuncer, uslubu olanları okuyup, dinlemenin ve bunun üzerine bir şeyler koyarak ilerlemenin doğru olacağına dikkat çekti. Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Zarifoğlu, Oğuz Atay gibi belli bir dile sahip yazarları okunmasının yanı sıra, bin yıl önce neler söylenmiş bundan da haberdar olunması gerektiğine işaret etti. Sohbetin devamında beraber olunan, vakit geçirilen kişilerin de insan hayatında çok önemli olduğuna dikkat çeken Serdar Tuncer, genç kardeşlerimize gönlünde Allah’tan başkasına yer olmayan güzel insanların dizinin dibine oturmaları tavsiyesinde bulundu.
Şair ve TV programcısı Serdar Tuncer, son olarak sevilen şiiri “Kurbanım”ı okuyarak doyumsuz sohbetini tamamladı. Vakıf müdürümüz İbrahim Ethem Gören’in Tuncer’e gecenin anısına bir ebru tablosu hediye etmesinin ardından da program sona erdi.
http://www.mostargonulluleri.org/articles_details.php?y_id=569
