4 Eylül Çarşamba günü Boğaziçi Üniversitesi’ne yeni katılan arkadaşlarımızın okulu ve Rumelihisarı çevresini tanımaları amacıyla düzenlediğimiz gezide bir araya geldik. İİBF öğretim üyesi Mehmet Nafi Artemel Hocamız rehberliğinde gerçekleşen gezide hem yeni bilgiler öğrendik, hem de hoşça vakit geçirdik.
Okulumuz, Robert Kolej’in 19. yy batı mimarisiyle inşa edilmiş yapılarıyla, İslam tarihinde önemli bir yer edinmiş İstanbul’un fethinin ön ayağını oluşturan Rumeli Hisarı’na komşuluk ediyor. Aynı zamanda Tevfik Fikret’in evini, Aşiyan Müzesi’ni ve “petek manzara” diye adlandırılan, boğazın kilit noktalarını gören mekânları da içinde barındırıyor. Ön kayıt sonrası, hem okulumuzu tekrar keşfetmek hem de aramıza yeni katılan arkadaşlarımıza Hisarüstü’nü tanıtmak için Güney meydanda ikindi vakti toplandık. Her gün derse giderken yanından geçtiğimiz tarihi ve doğal güzellikler, derslerin yoğunluğu ve yaşamın hengâmesiyle unuttuğumuz mekânlar, bir anda hepimizin odak noktası oldu. Bir yıldır öğrencisi olmama rağmen ben bile okulumuzun bilmediğim birçok özelliğini Mehmet Nafi Hocamız’ın kendine has tatlı anlatımıyla öğrendim.
Boğaziçi’nin sadece eğitim olarak değil, konum, tarih ve mekân olarak da birçok üniversiteden ayrı olduğunun farkına vardık gezimiz sayesinde… Robert College’nin ilk kurucularından, öğrenci işleri binasının yanındaki tarihi bacanın estetiğine, okulun kurucularının ve eski sahiplerinin ülkelerinden getirdikleri ağaçlardan, binbir emekle yapılan ve birden değil de zamanla yerine oturan binalara; boğazın en dar noktasında bulunan hisar kalelerinin yapılış aşamasından, Fatih Sultan Mehmet’in Saruca Paşa, Zağanos Paşa ve Halil Paşa’nın nezaretine verdiği dünyanın en büyük kale burçlarına sahip üç kuleye yine bu paşaların adlarını vermesine kadar bir çok konuda bilgi sahibi olduk.
Kennedy Lodge’da çoğumuzun hiç görmediği harika bir boğaz manzarası ile karşılaştık. Mr.William E.Dodge anısına, eşi tarafından yaptırılan ve bir dönem okul müdürlüğü yapan George Washburn ile adı unutulmazlaşan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin tarihini ve mimarisini konuştuk. Ardından okul çıkışındaki kaleye doğru ilerledik. Rumların estetik anlayışı ve Ermenilerin sağlam eserler oluşturmasından faydalanılarak kısa sürede inşa edilen bu kaleleri, isimleri ile andık. Saruca’nın bir diğer adının da Karakule olduğu ve zindan olarak kullanıldığını öğrendikten sonra, tarihi çamaşırhanenin 1.Dünya Savaşı sırasındaki önemine dair bilgiler alıp Rumelihisarı köyü içine doğru ilerledik. Artemel Hocamız’ın hizmetkar evinin yanından da geçtikten sonra yavaş yavaş gezinin finalini yapacağımız Boğaziçi Konak’a doğru tırmanmaya başladık.
Boğaziçi Konak’a ulaştığımızda belki biraz yorgunduk ama bizim için hazırlanan ikramlardan nasiplenip Boğaz manzarası eşliğinde çayımızı yudumlarken dinlendik. Yoğun, yorucu ama bir o kadar da zevkli bu güzel gezinin sonunda Boğaziçi’nin geçmişi hakkında bilgi alıp, geleceğe ışık tutmak üzere vakıftan ayrıldık.
Başta rehberimiz ve okulumuzun değerli hocası Mehmet Nafi Artemel olmak üzere, vakıf yöneticilerine, geziye büyük bir iştiyakla katılan öğrenci arkadaşlarımız ve velilerine; kendim ve arkadaşlarım adına şükranlarımızı sunuyorum.
İrem Nur Kaya -PDR 2’nci Sınıf
