YYD Başkanı Dr. Kerem Kınık Boğaziçi Konak’taydı

4 Mart Çarşamba günü düzenlediğimiz Mesleki Gelişim Sohbeti’nde Yeryüzü Doktorları Derneği Başkanı Dr. Kerem Kınık’ı Boğaziçi Konak’ta misafir ettik. “STK’larda Mesleki Gelişim” başlıklı sohbetin moderasyonunu Salih Sezen (MIS’ 15) üstlendi.

yyd1

Sivil Toplum alanını “Bugün sivil toplum dediğimiz dünya, kamu alanı yani devletler dünyası alanının dışında kalan bütün alanı ihata eden ve buralarda bir takım amaçlar için kurulmuş organizasyonları anlatan çok geniş bir dünyadır.” sözleriyle tanımlayan Kerem Kınık,  bir STK çalışanı olmak için nasıl yol almalıyız,  gönüllülüğün kazandırdıkları konularında bizleri bilgilendirdi.

Toplumda daha çok “dernek” olarak isimlendirilen STK’ların çalışanı olmanın, gerek toplumda gerekse anne-baba gözünde sahip olduğu algının, çalışanlarının elinde makbuzla dolaşıp bağış topladığı, kendi faaliyet alanları dâhilinde etkinlikler yürütüp, toplanan bağışlardan da artık para kalırsa çalışanlarının maaşlarının ödendiği, daha çok orta zekâlı ve iş bulamamışların çalıştığı kurumlar olarak şekillendiğini belirten konuğumuzdan, günümüz dünyasında ve ülkemizde bu kurumların edindiği konum hakkında kıymetli bilgiler aldık.

Bir sivil toplum kuruluşunda çalışmak için öncelikle kişinin kendini eğitmesinin önemine dikkat çeken Dr. Kınık, üniversite eğitimi alıp meslek yetkinliği kazanırken de mutlaka bir şeyler için gönüllü olma gerekliliğine vurgu yaptı.  “Gönüllülük bir insani yardım çalışması olabilir, savunuculuk olabilir, aktivizm olabilir.” diyen Kınık, ayrıca gönüllülük kavramı üzerinde de durdu. Kınık gönüllülüğü, gerek organizasyon yapan kurumun gerekse gönüllü bireyin sağlaması gereken boyutları ihtiva eden bir süreç olduğunu ifade ederek, bu kavramın bir müessese ve uzun süreli bir birliktelik olduğunu belirtti.

Profesyonel iş hayatının bireylerin mizaçlarını şekillendirdiğini söyleyen Kerem Kınık, bir finansçının, banka çalışanının bir elektronik mühendisinin kendine has tipolojilerinin bulunduğunu, STK dünyasında ise durumun biraz farklı olduğunu şu sözlerle ifade etti: “ Mesela bir insani yardım faaliyetinde çalışıyorsanız, çalıştığınız ülkenin insanlarını tanımak durumundasınız. Diyelim ki Kongo’dasınız, bu ülkenin bir Belçika sömürgesi olduğunu, insanları arasında pagan kültürün hâkim olduğunu bilmek durumundasınız. Kenya’da çalışıyorsanız bu ülkenin Orta Afrika ülkesi olduğunu ve Hristiyan ve Müslümanların yaşadığı bir toplum olarak daha çok semavi dinlerin hâkim olduğunu bilme gerekliliğiniz vardır ki buna göre bir iletişim dili, buna göre bir hayat tarzı oluşturabilesiniz. Sivil toplumculuk biraz yerelden bakmayı gerektiren bir boyutu ihtiva eder.”

yyd3

Mesleki anlamda seçilen alana yoğunlaşıp ona yönelik deneyim biriktirmek önemliyken, gönüllülüğün her alana bulaşmayı gerektirdiğini belirten Dr. Kınık, bu alanın yeri geldiğinde paket taşıyıp, pankart tutmaktan, bir bilgisayar programı kullanmak veya konuşma yapmaya kadar değişik işlerle karşılaşılabilecek bir ortamı beraberinde getirdiğini söyledi.

Verimsiz geçireceğimiz her zaman diliminin yarın hayıflanacağımız bir şeye dönüşebileceğine dikkat çeken Kınık, insanın içindeki potansiyeli ortaya çıkaracak yan öğelere de yönelmesi gerektiğini belirtti. Bunun aynı zamanda Kuranî bir düstur olduğunu “Bir işten yorulduğunda bir başka işe koyul” (İnşirah Ayet: 7) ayetiyle ortaya koyan Kerem Kınık, beşerî manada bakıldığında bir işten yorulunca dinlen denilmesi yerine, Kur’an’da başka işe yönel denmesinin bu potansiyeli ortaya çıkaracak nokta olduğunu vurguladı. Öğrencilere muhakkak gönüllü bir organizasyonda görev almaları tavsiyesinde bulunan Yeryüzü Doktorları Derneği Başkanı, öğrenciliğin gönüllülüğe, gönüllülüğün de öğrenciliğe pozitif manada etkisi olacağını söyledi. “Zaman öldürmek”, “boş zaman” gibi kavramları insan için bir çeşit intihar olarak tanımlayan Kınık, bu tabirleri hayatımızdan çıkarmamız tavsiyesinde bulundu.

Kınık, dünyadaki ve ülkemizdeki sivil toplum alanının artık marka haline gelmiş olan büyüklerinin uzmanlık alanları, bütçeleri, organizasyon yapıları, çalıştıkları ülkeler hakkında bilgiler verdi. Bunlar dışında devletlerüstü denen insani yardım temelli kuruluşlar olan UNICEF, WHO, UNDP, FAO gibi kurumlardan da bahseden Kerem Kınık, bu kurumlarda iş sahibi olmanın dünyada, hem sosyal alanda hem de maddi anlamda getirilerinin olması ve etki alanlarının geniş olması bakımından muteber sayıldığını belirtti.

Sivil toplum alanının hem para hem sevap kazanabilecek nadir mesleklerden olduğunun altını çizen Kerem Kınık, bu alanın son yıllarda gelişerek itibar kazandığını ve önünün açıldığını ifade etti. STK çalışanlarının sosyal networklerinin diğer sektörlere göre çok daha geniş olduğuna değinen Kınık ayrıca bu alanın kariyer çeşitliliği bakımından özel sektöre göre de daha fazla imkân sunduğunu da belirtti. Pek çok insanın eğitimini aldığı mesleğe uygun bir STK pozisyonunda görev alabileceğini söyleyen Kerem Bey, bu alanları şöyle sıraladı:  “Destek hizmetleri diyebileceğimiz lojistik, finans, insan kaynakları direktörlüğü, eğitim uzmanlığı, proje yöneticiliği, operasyon yönetimi, kaynak geliştirme, paydaş kuruluşlarla ilişkileri yönetme, bağışçı-gönüllü ilişkileri yönetimi, gönüllü oryantasyonu, kurumsal iletişim, insani yardım diplomasisi gibi piyasadaki işlerin izdüşümü olabilecek pozisyonlardır.”

STK alanıyla temas etmenin mutlaka bir faydasının olacağının altını çizen Yeryüzü Doktorları Başkanı Kerem Kınık, bu alanda yapılan çalışmaların artık profesyonel hayatta insan kaynakları departmanları tarafından da referans olarak kabul gördüğünü belirterek sözlerini bitirdi.

Dr. Kerem Kınık program sonunda katılımcılardan gelen soruları da cevapladı.

yyd2

 

 

 

Platformunuzu seçin ve paylaşın.