Vakfımız Mütevelli Heyeti Üyesi Sadık Yener’in moderatörlüğünü yaptığı dönemin ilk Liderler Kahvesi’nin konuğu, Turkuvaz Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Çalık Holding Yönetim Kurulu Üyesi-Genel Müdürü Dr. Serhat Albayrak oldu.
Sadık Bey, liderliğin önemine değindikten sonra Serhat Albayrak’ı takdim ederek sözü kendisine bıraktı.
Serhat Albayrak 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne kaydolduğunu ve çok sosyal bir öğrencilik dönemi geçirdiğini anlattı.
Üniversitelerin birbirinden farklılaştığı yönün öğrencilere sunduğu bilgiler değil, öğrencilere sunduğu sosyalleşme imkânları olduğunu belirten Albayrak, her öğrenci arkadaşa iletişim kanallarını açık tutmaları, sosyal ortamlarda bulunmaları ve kişisel gelişim için uygun gördükleri faaliyetlere iştirak etmelerini tavsiye etti. Kendi öğrencilik yıllarını da bizlerle paylaşan Serhat Bey, okulda bir kulüp yönetiminde bulunduklarını ancak 28 Şubat sürecinin getirdiği zorluklarla çeşitli sıkıntılar da yaşadıklarını anlattı.
Bugün için Dünya’nın neresine gidilirse gidilsin insan hakları, demokrasi, özgürlük gibi kavramların kabul gördüğünü söyleyen Serhat Albayrak, kendi mezuniyeti sırasında ise ülkenin içinde bulunduğu özgürlüklerin kısıtlandığı dönemde özgürlüklerin zirve yaptığı Clinton Dönemi Amerika’sının kendisine cazip geldiğini anlattı.
Babasının bir yazar olarak türlü sıkıntılar çektiğini, dönem dönem hapise girip, ekonomik sıkıntılar yaşadığını belirten eden Serhat Bey, gazeteciliği ve medya sektörünü asla düşünmeyerek kariyerini finans üzerine yapmaya karar verdiğini; bu düşüncelerle gittiği ABD’de Sabahları Wall Street’te çalışıp akşamları derslere girerek master eğitimini tamamladığını ve babasının kendisini ikna etmesiyle Türkiye’ye döndüğünü anlattı. Serhat Albayrak, sonrasında doktorasını da tamamladığını bu sırada Çalık Holding’te görev yapmaya başladığını söyledi.
Medyada çalışmayı asla düşünmezken kendisini medyanın merkez gemilerinden birisinin başında bulduğunu anlatan Serhat Bey, insanın sevdiği işi yapması ve sevdiği alanda kendisini geliştirmesi gerektiğini söyleyip “yine de netice ile karşınıza çıkan duruma sabretmeniz ve yapabileceğinizin en iyisini yapmaya uğraşmanız gerekir” dedi.
İş hayatında karşılaşılabilecek en olası sorunlardan birisinin ise, çalışanın yöneticisinin yeterince nitelikli olmadığı fikrine kapılması olduğunu söyleyen Albayrak, bu duruma takılmaksızın lider adayının kendisini yetiştirmeye ve kişisel gelişimine yatırım yapmaya devam etmesini, boş kalınan her zamanın faydalı bir aktivite ile doldurulmasını tavsiye ederek ekledi: “Allah her insanın önüne fırsatlar çıkarır, bize düşen önümüze bu fırsatlar çıktığında onları değerlendirebilmeye kendimizi şimdiden hazırlamaktır”
Türkiye’de Medyayı şimdiye kadar hep aynı çevrelerin, aynı görüşe sahip bir kitlenin elinde bulundurduğunu söyleyen Serhat Bey, medyanın yeni yeni normalleşme sürecine girdğini ve bu sürecin biraz zaman alacağını belirtti. Genç arkadaşların bu noktada idealist bir düşünce ile medyayı tercih ederek yeni yetişecek kadroları oluşturması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’de kariyer planlamasında herkesin yönetici olması gerektiği gibi bir yanlış anlayışın olduğunu söyleyen Albayrak, ABD’de ise kariyerin kişinin niteliklerine göre ikiye ayrıldığını, yöneticilikte kariyer yapmanın alternatifinin uzmanlaşma olduğunu, uzman olmakla yönetici olmanın emeklilik ve çalışma döneminde getirisinin birbirine yakın olduğunu belirtti.
İş hayatında önemli olan bir diğer konunun sabretmek ve sebat etmek olduğunu söyleyen Serhat Bey, son olarak önemli olanın dürüst ve kendiniz olabilmek olduğu, yabancı dil vs gibi ekstra niteliklerin aksesuar sayılabileceğin sözlerine ekledi.
Dolu dolu 2 saat süren Liderler Kahvesi Söyleşileri’nin bu ayki toplantısı sona ererken Serhat Albayrak “Bundan 100 yıl sonra hiç birimiz kalmayacağız ve bizleri hatırlayan da kimse kalmayacak, önemli olan bu kubbede hoş bir seda bırakmakmış” diyerek sözlerini tamamladılar. Vakfımız müdürü, İbrahim Ethem Gören ve Mütevelli Heyet Üyesi Sadık Yener; Serhat Albayrak’a teşekkür edip bu güzel günün bir hatırası olarak kendisine bir hat tablosu hediye ettiler.
