Psikolog Zehra Ağır’la “Başarıyı Yorumlamak” Konusunu Konuştuk
“Hayatta iki büyük trajedi vardır birincisi istediğin şeyi elde edememek ikincisi onu elde etmek” Oscar Wilde
Psikoloji Okumaları Mart ayın gündemimiz “Başarıyı Yorumlamak” konusuydu. 25 Mart Perşembe akşamı düzenlenen oturumda Psikolog Zehra Ağır’la başarısızlık ve başarı korkularını ele aldık.
Her insanın başarı yorumunun parmak tıpkı parmak izlerimiz gibi farklı olduğunu belirten Zehra Ağır odaklanmamız gereken konunun bu yorum olduğuna dikkatlerimizi çekti:
“Başarı yorumumuza odaklanmalıyız. Başarı yorumlarımız parmak izimiz gibi diğer insanlardan farklıdır. Hepimiz için başarı farklı bir yerde farklı bir konumdadır. Bu sebepten insan önce kendi başarısını yorumlamalıdır. Bir hedef üzerine mi odaklı? Hayatta başarı odağınız bir tane değildir. İyi bir anne olmak, iyi bir baba olmak, iyi bir evlat olmak, evde farklı bir hedefimiz var, işte farklı bir hedefimiz var, kendi bireysel hedeflerimiz var, dil öğrenmekten tutun da bir enstrüman çalmayı öğrenmek gibi bir sürü küçük küçük hedeflerimiz var. Bir de temel birkaç büyük hedefimiz var. Temel büyük hedeflerimiz genelde iyi bir aile kurmak ve iyi bir iş sahibi olmak ve bunda başarı sahibi olmak. Burada bir başarı odağımız vardır. Bunu küme gibi düşünürsek büyük bir küme içinde küçük kümeler var.
Eğer İslami kaygılar yaşıyorsak, ahiret inancı cennet kazanma amacımız var ise bunun en büyük evrensel kümesi var o da Allah rızasını kazanmak, iyi bir Müslüman olmak, bu da en büyük hedefimiz elbette.”
Kendimizi başarısız buluyorsak bunun nedenlerinin iyi analiz edilmesinin gerekli olduğunu belirten Ağır, kendimize sunduğumuz başarısızlık nedenlerimizin gerçek nedenler mi yoksa kaçamaklarımız mı olduğunu anlamaya çalışmamızın öneminin altını çizdi.
Başaramama korkusunun en büyük nedenlerinden olan “mükemmeliyetçilik” kavramına başarıyı yorumlama ekseninde geniş şekilde değinen Ağır şunları ifade etti:
“Mükemmeliyetçilik başarısızlığın en önemli nedenlerinden… Önce başarısızlıklarımızdaki mükemmeliyetçiliklerimizi fark etmek zorundayız. Herkes kendisine başarı için belirli bir skala koymalıdır. Eğer bu skala yüzde yüz ise birincisi hiçbir zaman bu oran yakalanamaz, yakalanamayacağı için de size kaygı verir, özgüveninizi düşürür, yeni bir başlangıç yapmanıza engel olur. O yüzden mükemmeliyetçilik hayatımızdan çıkmalıdır.
Başarı yorumumuzu biz birçok şeye borçluyuz. Örneğin anne babanızın okul hayatınızda aldığınız notlara olan yorumu sizin başarı yorumunuzun bir parçasıdır, öğretmeninizin yorumu da bir parçasıdır, toplumun yorumu da bunun bir parçasıdır. Bu üç tane farklı ayak birleştiğinde aslında sizin başarı yorumunuz oluşuyor. Burada anne babanın yapacağı yanlış bir başarı yorumu veya öğretmenin yarıştırma yollu yapacağı yanlış tutumlar çocuk için yanlış bir başarı yorumu haline gelebilmekte, çocuk kendini hiçbir zaman başarılı görmeyebilmektedir. Toplumun başarı yorumu da kişiyi en fazla yıpratan yorumdur, zira ani, hızlı yükseliş ve bol para kazanma üzerine kurulu bu yorum çok etkilidir.
Toplumun baskısı bizi ne kadar etkiliyor, zamanında öğretmenimizin sınıfta yaptırdığı yarış ortamı bizi ne kadar etkiledi, başkalarıyla mı kendimizi kıyaslıyoruz veya anne babamızın geçmişteki başarı yorumuna göre mi yorumluyoruz buna bakmamız gerekiyor. Değerlendirmemiz sonucu kendi kendinizin başarı yorumunun yüzdesi yüksek olmalı. Kendi yaptığınız başarı yorumuna bakabilmelisiniz ki başarı korkularınızdan arının. Çünkü diğer etkenler yanlış bir yapılanmadır ve sizi başarı korkusuna yönlendirmektedir.
Zehra Ağır: Mükemmeliyetçilik bizi kullanmamalı, biz onu kullanmalıyız.
Başarı tanımınızı çok iyi yapmalısınız, bu tanımınıza etki eden faktörleri çok iyi belirlemelisiniz. Elinizden geldiği kadar mükemmeliyetçilikleri bunların içinde çıkarmalı kendinize % 80 gibi bir standardizasyon koymalısınız.
Başarı yorumu çok iyi yapılmalı, net olunmalı, beklenti çok büyük tutulmamalı, koyulan hedeflere gidilirken mutlu olunabilmeli, bu süreç iyi değerlendirilmeli, süreçte kendimizle ilgili, kendimizi mutlu edecek hedefler ertelenmemeli. Başarı yorumumuzu yanlış yapıyorsak koymuş olduğumuz hedefimize varsak bile başarılı olamayız. Başarı bunların toplamıdır ve emin olun ki başarı hiçbir zaman yukarı doğru giden dümdüz bir çizgi olmayacak.
Mükemmeliyetçilik mesela üniversite sınavında, bir şeyi öğrenme sırasında evet başarıyı getiriyor. Ama diyelim iş hayatında, meslek hayatında, uygulamada mükemmeliyetçilik işe yaramıyor. Denge çok önemlidir, mükemmeliyetçilik bizi kullanmamalı, biz onu kullanmalıyız.”
Başarı yorumunuzu yaparken kişinin “ben başarılı olmaktan korkuyor muyum?” diye de kendine sorması gerektiğine işaret eden Zehra Ağır, gizli saklı bir yerde başarı korkusunun da var olabileceğini belirtti. Camdan duvar örneği ile bu konuyu da irdeleyen Ağır, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı.